Yazarlar

Her dilde taksi

Cafer Azman

Hey TAKSİ
Hey Taxi
Ehi taxi
Hei taxi
Heus, taxi
يا سيارة أجرة
سلام تاکسی
Эй такси
Ей такси
嗨出租⻋
ちょっとタクシー
ტაქსი
Bir kaç dünya dilinde taksinin yazılışını yazdım. Hepsinde farklı yazılmasına rağmen, okunuşları hemen hemen aynı, yada büyük oranda benzerlik gösteriyor. Dünya da ortak seslenilen, okunan ender mesleklerdendir TAKSİ.
En zaruri ihtiyaçlar bile ortak konusulamazken taksi dediginiz herhangi bir dünya ülkesinde
anlaşılırsınız.

Kısaca TAKSİ; global bir meslek ve işletmedir.
Bunu anlamamakta ısrar edenlere nasıl yaklaşılmasını gerektiğini buradan çıkarmak lazım.
Biz mesleğimizi biliyoruz da!
Ya kimler mi bilmiyor?
İste tüm sorun bu işte!
Direksiyonunda olandan tut, aracın üretilme aşamasına kadar eksik bilenler!
Parasını verdim benim malım diyenlerden başlayıp Ankara da onu temsil eden temsilcisine kadar
tam anlamıyla bilmeyenler var!
Direksiyonun da oturup hizmet sektöründe çalıştığını unutanda var,
Müşterisini karlı yolda sırtında alıp dairesine çıkaran da var.
Bu ikisi arasındaki farkı bilen, taktir eden bir sistem var mı?
Yoksa!
Onun sorumlusu da ankara da sektoru temsil eden ve arkasındaki zincirlerdir.
O zincirlerin bazıları tertemiz işini yaparken,
Bazıları paslanmış ruhunu kaybetmiş, çürümüş, hatta halkalar birbirine yapışmış.
Bunu görmeyenler de kimler?
Parasını verdim saldım çayıra diyenlerdir.
Sürüsünü çobana değil, kurta, tilkiye temsil eden malin sozde sahibidir.
Esnaf sicilde sizin adınız yazmasına güvenmeyin.
Orada mürekkepten ibaret bir yazı dahi olursun.
Her zaman senin hakkını savunan, gövdesini koyan birileri olmaz.
Bir avuç o insanlar ruhunu, enerjisini nerden alıyor?
Onların da bir sicil numarası var!
Onların mücadelesine kaynak gözlüğüyle bakarak ne yapmaya çalışıyorsun?
Onların ışığı senin gözlüğünü de delip geçeceği zamanda olacaktır.
Hani avlusunda oturdugun caminin minaresinden haykıran ezan sesi bunun şahidi ve delilidir.
Devletin malını çalan, savaşta ölsen dahi şehit olamayacağını söyleyen gönüllerin, kainatın
yaradılış sebebi olan peygamberimiz söylemiştir.
Öyle kimliğinde müslüman yazma ile, öyle cami avlularında vakit geçirmeyle kul hakkı ödenmiyor.
Ahdevefa, hukuk, hak, emanet, yetki basit şeyler değildir.
Teraziye koyulduğunda karşısına onu yerinden kıpırdatacak pek fazla bir şey yok.
O yüzden bunlara sahip çıkmalı, yol erzağı olarak kullanmak lazım.
Bu mesleğe başını, gövdesini koyanlarla omuz omuza verilecek ekmek mücadelesine katkıya her
esnafı bekliyoruz.
Ama-sız, Fakat-sız,
Şucu-suz, Busucu-suz olarak.
Yok hayırsa!..
Gölge etme yeter!
Biz bu işe gönül koyduk,
Aşk için,
Ahde vefa için,
Ahilik için,
Verilen bir ömür için,
Ödenen bir bedel için,
At, avrat, silah için,
Sünnet için,
Ya ölüm, ya istiklal için,
Çanakkalede aç karnına şehit düşenler için,
Sarıkamışta donanlar için.
Merhum Akif’in “Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak” dediği için.
O tüten ocakta tek esnaf kalana kadar.
Hak ve hukuk adına mesleğimizi icra edeceğiz.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı

Reklam Engelleyicisi Kullanıyorsunuz

Lütfen reklam engelleyici eklentiyi devre dışı bırakıp sayfayı tekrar yenileyin