GenelGündemITEORöportajSon DakikaTeknolojiYazarlar

MİKROMOBİLİTE!

Yasin KALENDER

Mikromobilite ve taksi sektörüne yakın gelecekte muhtemel etkileri;

“Mikromobilite” terimi son yıllarda medyada karşımıza sıklıkla çıkmaktadır .
Mikro: “küçük” , mobilite :hareketlilik anlamında olup birleşik sözcüktür. Yani gücü düşük araçlarla yapılan kısa mesafe yolculukları tanımlamaktadır. Genellikle elektrikli 2 tekerli scooter (e-skuter) Elektrikli scooterların Türkçeye bingit, basgit, ittirgit vb. olarak tanımlandı ama son olarak e-skuter dendi.

Aslında biz bunların ilk atalarına “tornet” derdik ve çocukluk döneminde binerdik.. Bilyeden tekerlek ve tahtadan kasa ile yapılırdı. Konumuza dönersek mikromobilite araçlarla kısa mesafe hareketlilik olarak dilimize aşağı yukarı çevirebilir . Bu kısa mesafe 5-7 kilometrelik çapta bir çember içerisinde hareket olarak tanımlanmakta olup bu ulaşım gelecekte büyük şehirlerin trafik sorununu çözme adına ve karbon salınımın azaltmada umut vaad etmektedir.
Mikromobilite araçlarından en bilinen elektrikli scooter Amerika/Avrupa ülkelerinde kullanımı yaygın olup temel amaç metro ve raylı sistemler arasında entegrasyonu sağlamak ya da bunların olmadığı lokasyanlarda hizmet vermek. Yani 15 dakikada istediğin yerde ol modelinin bi parçası olmak.

Ulaştırma Bakanımız Adil Karaismailoğlu da bu modeli İstanbul ‘da oluşturacağız derken niyeti buydu ve bunun için birde fon kurdu ve “ARGE” merkezi oluşturdu. Dünya çapında paylaşımlı kullanan 4.6 milyon e-skuter sayısının 2024’e kadar 6 katına çıkacağı tahmin edildiğine işaret edilirken, dünyada yıllık 1,7 milyar ton karbon salınımının mikro hareketlilik (mikromobilite) araçları ile azaltılmasının beklendiğine dikkat çekilmiş. Ayrıca TCDD, yolcularının kullanımı için e-skuter işini ucundan girdi. Kaynakların aktardığı kadarıyla “Çuf Çuf” adıyla medyaya yansıyan projenin özel e-skuter şirketleriyle rekabet etmek gibi bir amacı yok. Sadece istasyon ve istasyon çevresinde çalışması planlanmakta ve an itibariyle çalışmaya başlamıştır..

Ülkemizde ilk kurulan hani vapurdan simit attığımız bir deniz kuşu (M+) adıyla ünlenen mikromobilite girişimi pervasızca hukuki temeli olmadan 3 yıl çalıştı ve bir sürü hatta bazısı ölümlü kazalara maalesef imza attı . Hukuken büyük mağduriyetler oluştu. Daha sonra bir kaç adet daha benzer girişim kuruldu….
Ufukta önümüzdeki ay bununla ilgili yönetmelik çıkacak ve statü kazanacaklar…
Yönetmelikte azâmi hızları, biniş şekilleri ,sürecekleri yerler gibi detaylar netleşecek. Basında bu yönetmelikle ilgili,

*  E-skuter için azami hız sınırının saatte 18/20 km olarak belirlenmesi.
* E-skuter ‘ların otoyol, şehirlerarası yollar ve azami hız sınırı 50 km/saat üzerinde olan karayollarında da kullanılmaması yönelik limitleme.
* Birden fazla kişinin e-skuter’ı aynı anda kullanmasının engellenmesi.
* E-skuter ‘da kişisel eşya harici, eşya taşınamaması.
* Yayaları ve dezavantajlı grupları (engelli/yaşlı) tehlikeye sokmayacak şekilde kullanılması.
* Her şehirde toplu taşıma araçları ile entegre olacak şekilde kullanım planlaması yapılması.
* Kask, dizlik, reflektör ve ceket gibi koruyucu ekipman kullanımı teşvik edilmesi.
* E-Skuter’ların belirli bölgelere yığılmalarının önüne geçilmesi.
* Çağrı merkezi/ mobil uygulamalar üzerinden kullanıcılara destek sağlanması.
* Kamu nizamını bozmayacak, görüntü kirliliği oluşturmayacak şekilde kullanımın sağlanması.
* Belediyenin tahsis edeceği park alanlarında işgaliye bedeli karşılığında bırakılması ve uluorta direklere bağlanarak kaldırımları yayalar aleyhine olumsuzluğa sebebiyet vermemesi gibi bazı konular basına yansıdı…

Taksi sektörü bu çıkacak yeni yönetmeliğe tüm dikkatini çevirmelidir. Yönetmelik çıkarken keşke İTEO’nun da görüşü alınmalıydı ama olmadı…. Şahsi kanaatim çıkacak yönetmelikte işgaliye bedelleri komik olmamalı ve kurulu sermaye en az 10 milyon TL ,yıllık araç başı lisans ücreti ve araç sayı kotası(tahdit) olmalıdır. Asla bu girişimde araçlar 3-4 tekere bir oldubittiyle geçmemeli , park yerleri engellilere ve yayalara uyumlu ve sayıları makul olmalıdır.

Gelelim temelde karşı olmadığımız bu mesele tek boyutta değil çoklu boyutta mütalaa edildiğinde mikromobilitenin taksi sektörüne etkilerinde iki önemli hususta olduğu gerçeğidir. Birincisi taksinin mevcut iş potansiyeli açısından yüzde altmışını içeren kısa mesafe yolculukların kısmen olumsuz yönde etkileneceği ikincisi ise yakın gelecekte iki tekerlekle sınırlı kalmayıp üç ve dört tekere oldu bittiyle geçme riskidir (bizce asla dönüşmemelidir)
Bu iki tehdite karşı İBB, İTEO ve Ulaştırma Bakanlığı taksi esnafının korunması ve haksız rekabeti engelleyecek önlemler alınması noktasında kafa yormalıdır…..
Meselâ Bakan beyin ifadesi ile böyle bir yatırım için gereken 500 bin lira sermaye ve bin tane e-skuter için öngörülen masraf yaklaşık bir taksinin kurulum ücretiyle aynı olup üstüne üstlük şoför maliyeti, yakıt maliyeti nerdeyse sıfır olduğu hesaba katıldığında ve bin araçla kısa mesafe taşıma işi yapması tehdidin sınırlarını ortaya koymada sanırım bir fikir verebilir. Bu tip bir girişim karşısında taksi kendini nasıl koruyacak ?.. Devlet esnafı korumakla mükellef olduğu Anayasada ve Kanunlarda öngürüldüğüne göre Devletimize güvenip neticeyi ve gelişmeleri bekleyip göreceğiz…..

Huzurla esenlikle kalın daima…

Yasin KALENDER

Taksi Esnafı

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı

Reklam Engelleyicisi Kullanıyorsunuz

Lütfen reklam engelleyici eklentiyi devre dışı bırakıp sayfayı tekrar yenileyin